MEYMAN and VELI_BRA
  KÖŞE YAZILARI
 

ALEVİLİK VE ALEVİ GENÇLİGİ

Gençlik bir toplumun geleceğidir. Gençliğini doğru bir temelde geliştirmeyen toplumlar yok olmaya mahkumdurlar. Bu ölçüt Alevi toplumu içinde geçerlidir. Geçerli olduğu içinde buna uygun strateji geliştirilmelidir. Salt belli coğrafyalarda değil, bütün insanlık için muazzam bir değer olan Alevilik inancı mutlaka yaşamalıdır. .

Alevi inancının yaşamsal olması ve evrensel bir inanç olarak bütün insanlığı kucaklaması içinde Alevi örgütlenmesinin önünde büyük görevler duruyor. Alevi gençliği ya örgütlenme içindeki tarihi rolünü oynayacak yada Alevilik inancı (plânlandığı gibi) marjinal düzeye indirilerek yok olacaktır. Aleviler bir dönüm noktasına girmiş bulunmaktadır. Alevi gençliği bu kritik dönemde Alevi toplumunun istemlerini yerine getirip önderlik kabiliyetini yaşama geçirmek yükümlülüğüyle karşı karşıyadır. Alevi gençliği istese de bundan kaçamaz / kaçmamalıdır günümüz alevi gençliği geçmişini iyice öğrenmelidir ki geleceğe umutla bakabilsin zira hepimizin bildiği gibi geçmişini bilmeyenin gelecekten bi beklentisi olmamalıdır biz üstümüze düşeni yapıp tarihimize ışık tutmalıyız fakat günümüz alevi gençliği zaaflarını ön planda tutarak kendi kimliğini, öz benliğini oluşturamamakta ve böylece günmüzde hristiyan misyonerlerinin ilk hedefi konumuna gelmektedir.bunun asıl nedeni alevi tarihini araştırmayan ya da çarptırılmış şekillerini öğrenen bi gençliğin olmasıdır alevi tarihi hiç de çarptırıldığı gibi değildir ayrıca aleviler tarihleriyle övünecek kadar tarihleri şalı ve şereflidir alevi karşıtlarının söylediği gibi aleviler çapulcu ve sapık bir mezhep mensupları değildir alevi gençliğine düşen görev bunları hakikatleriyle beraber öğrenmektir.

Alevi gençliği kendisini kültürel-sanatsal faaliyetlerle ve içi boş tartışmalarla yıpratmamalıdır. Elbette tartışma ve kültür çalışmaları önemlidir. Ama bütün bunlardan önce Alevi gençliği kendisini Alevilik bilinci ile donatmalıdır. Alevi örgütlenmesindeki kadroların hedefleri net, bilinçleri berrak ve ufuklarının geniş olması gerekmektedir. Maalesef şu anki mevcut örgütlenme ihtiyaca cevap vermemektedir. Belki bunda içinde bulunulan dönemin zorlukları vardır ama asıl sorun birilerinin Alevi örgütlenmesini kendi çıkarı doğrultusunda kullanması yatmaktadır. alevi gençliği tarihini iyi bilen aleviliği benimsemiş ve bilgiyle donanmış bir şekilde tarih sahnesine çıkacak ve hiç bir siyasi sosyo-ekonomik gücün karşısında yenilmeyecektir bu noktada alevi gençliği üzerine düşen görev;öncelikle somut hedefler belirlemek ve bu hedefler doğrultusunda stratejiler geliştirmektir beyinlerine bağladıkları zincirleri kırarak eleştiriye ön yargıyla yaklaşmamalı bilakis eleştiriyi önce kendiyle yapmalıdır ki bunun için de her konuda kendilerini iyi yetiştirmelidirler. benim bu kanuda söyleyeceklerim, önereceklerim bu kadar ama şunu unutmamalıyız ki bilgi kılıçtan daha keskindir ve günümüzün en değerli silahıdır!!!.

18 AGUSTOS 2007.

YAZAN HUSNIYE.

Alevi gençliği inancını kimden ve nerede öğreniyor?

Yarım yüzyıl öncesine kadar bu sorunun yanıtı gayet netti ve bu konuda herhangi bir sorun yaşanmıyordu: Çünkü Alevi genci inancını köyünde, âyin-i cemlerde dedesinden öğreniyordu. Ve Aleviler her türlü asimilasyona ve zulme karşı kendilerini koruyabiliyorlardı. Yüzyıllar boyunca, Alevi olmayan egemenler tarafından başarılamayan asimilasyon girişimleri, bugün yukarıda saydığım [ve "siyaset, ticaret, kişisel hidayet, bölücülük" diye adlandırdığım] dört amaçtan birisi veya birkaçı doğrultusunda faaliyet gösteren "Alevi" örgütlerinin - en terbiyeli bir ifadeyle - yanlış yol izleyen ve bu inancın değerlerini hovarda birer mirasyedi gibi harcayan, böylece - bilerek veya bilmeyerek - bu güzel inancın içeriğini boşaltıp onu marjinelleştiren yanlış yoldaki "önderleri" başaracak gibi görünmektedir. Gün, bu konuda önlem alma günü; zaman, yola sahip çıkma zamanıdır. Çünkü: Unutulmamalıdır ki, gençlerini kendisine çekemeyen, onları kendisinden soğutan inancın sonu asimilasyondur. Kendisini bir sonraki kuşağa aktaramayan sadece diller ve kültürler değil, inançlar da tarihin sahnesinden silinmiş gitmişlerdir..

Gerçeğe hü, mümine rahmet, münkire yuh ola....

Doç. Dr. Özgür Savaşçı Alevi Akademisi Bilim Kurulu Başkanı.

ALEVİ GENÇLİĞİ VE EĞİTİM SORUNLARI

Alevi gençliğinin sorunu denince, akla ilk gelen Aleviliğin günümüzdeki en temel sorunu olan "bilginin aktarıl(a)ması olur. Geçtiğimiz yüzyılın ortalarından başlayarak köyden kente göç olgusuyla birlikte Alevilik, kendisini o zamana dek karşılaşmadığı sorunlar karşısında bulmuştur. İstese de istemese de yavaş yavaş gizlilikten, bilinmez olmaktan çıkmış, bilinir, görülür ve çeşitli ortamlarda tartışılır olmaya başlamıştır. Bu durum aynı zamanda siyasilerin Alevileri ve Aleviliği keşfetmesini, yatırım alanı olarak değerlendirmesini de beraberinde getirmiştir. Buna koşut olarak, eş zamanlı olarak da, kapalı köy toplumunda saygın bir konumu olan dedeler de - saygınlıkları azaldığından - işlevlerini tam anlamıyla yerine getiremez olmuşlardır. Yine bu bağlamda, yani kente göç olgusu çerçevesinde, Alevi gençlerin temel eğitim sonrası eğitim ve öğretim olanaklarından eskiye oranla daha fazla yararlanır olmaları da dedelerin "eğiticilik" (mürşidlik, mürebbilik) işlevlerinin aksamasında etkili olmuştur..

Bilgi muhafazası ve aktarımı konusunda sözlü yola zorlanmış olan Aleviliğin terminolojisi ve içeriği dışarıdan bir yaklaşımla kavranamayacağı gibi, bugün bunları gençlere anlatmakta Alevi dedeleri haylice zorlanmaktadır..

Bu zorluklar Türkiye dışında, örneğin Avrupa'da yaşayan Alevi gençleri arasında daha da katmerleşmektedir. Türkiye'deki Alevi genci, örneğin Ehlibeytin katarı didarı şifresini çözmekte, kavramakta zorlanırken; Avrupa'daki Alevi genci ise bunun, örneğin Almancasını bulmakta zorlanmaktadır.

 
  Bugün 23 ziyaretçi (32 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol